Bir namazı vaktinde kılmaya eda, vaktinden sonra kılmaya ise kaza denir.

Dinimiz, namazı vaktinde kılmaya büyük önem verdiği için bu konuda büyük kolaylıklar sağlamıştır: "Namazı ayakta kılamayan, oturarak kılsın, oturarak kılamayan yatarak kılsın, abdest alamayan toprak ile teyemmüm ederek kılsın. Hatta cünüp olup boy abdesti alması gerekenler bile su bulamazlarsa sadece teyemmüm ederek temizlensin ve namazı kılsın." buyurmuştur.

Müminlere savaş hâlinde bile nöbetleşe olarak namazlarını kılmaları emredilmiştir. Ayrıca kıyamet günü ilk sualin namaz ile başlayacağı bildirilmiştir.

Hangi Namazlar Kaza Edilir?

Vaktinde kılınmamış olan beş vakit farz namazların kazası farzdır. Vitir namazının kazası ise vaciptir. Sünnet namazların vakitleri dışında kazaları yoktur. Sadece sabah namazının sünneti vakti içinde kaza edilir. Sabah namazının sünnetinin kaza edilebilmesi için de farz ile sünnetin beraber kazaya kalmış olması ve o gün öğleye kadar farz ile sünnetin birlikte kılınmış olması gerekir.

Kaza Edilerek Kılınan Namaz Kabul Olur mu?

Namazlarını vaktinde kılamayanların, sonradan namazlarını kaza etmeleri gerekir. Bu, aynı zamanda bir tövbe, bir af dilemedir. Cenâb-ı Hak, samimiyet ve ihlâsı hiçbir zaman boşa çıkarmaz. Fakat gelişigüzel bahanelerle namazı vaktinden sonraya bırakmak büyük günahtır. Rabbini seven bir Müslümanın kulluk vazifesi sırasında böyle bir ciddiyetsizlik göstermemesi gerekir. Peygamber Efendimiz, namaz konusunda gevşeklik göstermememiz için şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü ilk sorgulama, namazdan başlayacaktır. Eğer kulun farz namazlarında noksanlık çıkarsa, Allahu Teâlâ, meleklere 'Bakın bakalım kulumun amel defterine, sünnet (nafile) namazları var mı, varsa farzlardaki noksanlığı yettiği kadar sünnetlerden tamamlayın buyuracaktır.' "