Oruç Nedir? Orucun Amacı Nedir?

Oruç, imsak vaktinin başlamasından itibaren güneşin batışına kadar geçen süre içinde bir amaç uğruna bilinçli bir şekilde yeme içmeden ve cinsî ilişkiden uzak durup nefsi kontrol altına almaktır. Ramazan ayında oruç tutmak, Islâmın beş şartından biridir. Oruç, Müslümanlara Bakara sûresinin 183. âyetiyle farz kılınmıştır: "Ey iman edenler! Sizden evvelkilere farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de oruç tutmak farz kılındı." 

Orucun Allah katındaki kıymeti, bir hadis-i kudsi ile şöyle bildirilmiştir: "Her iyiliğe karşı 10 mislinden 700 misline kadar mükâfat vardır. Ancak oruçlunun mükâfatı bu ölçünün dışındadır. Çünkü o, Benim içindir. Onun mükâfatını ancak Ben veririm." Ibadetlerimizi şuurlu bir şekilde yapmamız, imanımızın kuvvetli olması ve devamlılığı açısından çok önemlidir. Diğer ibadetlerde olduğu gibi orucun da farz kılınışının birçok hikmeti vardır. Orucun amacı sadece insanlara kuru bir açlık çektirmek değildir. Oruç ibadetinin en önemli özelliği insanları kötülüklerden alıkoyması, nefsin isteklerini frenlemesidir. Oruç; bedenimizi, ruhumuzu, duygularımızı terbiye ederek; erdemli, olgun, yardımsever, sevecen, merhametli insan yetiştirmeyi hedefler.

Orucun Faydaları Nelerdir?

Iyi bir mümin için işlediği günah ve hatalar daima endişe kaynağıdır. Oruç, bu anlamda mümine müjde verip endi- şelerini hafifletir, kalbini huzurla doldurur. Peygamber Efendimiz, "Hangi mümin inanarak, sırf Allah için Ramazan orucunu tutarsa günahları bağışlanır." bu- yurmuştur. Oruç, günahlardan kaçınmamıza yardımcı olur ve bizi insana yakışmayan kötü davranışlardan korur. Bir yandan günahların affedilme sevinci, bir yandan da girilecek günahların orucun sevabını azaltacağı endişesi, oruçluyu hata ve günahlara karşı daha hassas yapar. Yani oruç, müminin ahlâkını güzelleştirir.

Günahlarımızın affedilmesine vesile olan oruç, bize sürekli olarak manen Allah'ın huzurunda olduğumuzu hatırlatır. Oruç ile sürekli ibadet atmosferi içinde olur, nereye gidersek gidelim, ne iş yaparsak yapalım Allah'tan bize doğru uzanmış bir ip ile ona doğru çekildiğimizi hissederiz. Nitekim Peygamber Efendimiz orucun bu koruyucu özelliği için, "Oruç bir kalkandır." buyurmuştur. Oruç ile sürekli ibadet hâlinde olmamız, Allah ile beraber olduğumuz şuurunu canlı tutar.

Allah'ın bizlere ihsan ettiği nimetlerin kıymetini aç ve susuz kalınca daha iyi anlar, Allah'a şükrümüzü daha güzel biçimde yerine getiririz. Oruç sayesinde, Allah'ın izin vermediği zaman diliminde bizim için helâl olan nimetlere dahi el uzatamadığımızı görür, başına buyruk olmadığımızı hatırlar, böylece kulluğumuzun daha çok farkına varırız.

Bir de oruç tutarken hiçbir baskı altında olmadan kendi yiyecek ve içeceklerimize dahi el süremeyiz. Oruç bize büyük bir sabır kazandırır. Nitekim Efendimiz, "Oruç sabrın yarısıdır, sabır ise imanın yarısı." buyurmuşlardır.

Oruçlu Bir Müslüman Nasıl Davranır?

Oruç, sadece yemeyi, içmeyi ve bir kısım dünyevî lezzetleri terk etmek değildir. Aynı zamanda her türlü kötülükten, günahtan uzak durabilmektir. Nasıl ki oruçlunun midesi yemek ve içmek lezzetinden uzak kalıyorsa; dili yalandan, gıybet ve dedikodudan; elleri haram ve kötü işlerden; kulakları günah olanı dinlemekten; ayağı günahlara yürümekten; kalbi ve kafası kötü düşünce ve niyetlerden uzak olmalıdır. Oruçlu iken evindeki helâl lezzetlere bile dokunmayan kişi, eğer orucunu ihlâs ve şuurla tutuyorsa haramlara, günahlara elbette girmez. Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi: "Mümin o kimsedir ki kendisine bakılınca Allah akla gelir.

Ramazan Orucu Kimlere Farzdır?

Şu üç özelliği taşıyan herkese oruç farzdır:

  1. Müslüman olmak.
  2. Akıl ve şuur sahibi olmak.
  3. Ergenlik çağına girmiş olmak

Orucun  geçerli Olmasının Şartları Nelerdir?

  1. Oruç tutmaya niyet etmek.
  2. Hanımların ay hâli ve lohusa hâlinde bulunmaması.

Oruç Tutma Vakti Ne Zamandır?

Orucun vakti, imsak vaktinden akşam güneşin batışına kadar olan zaman dilimidir. Imsak vakti, sabah namazının vaktinin girdiği zamandır. Güneşin doğuşu ile imsak biter.

Iftar vakti, oruç vaktinin bittiği vakittir. Akşam namazının girmesiyle başlar. Bu vakit girince oruçlu orucunu açar. Imsak vaktinin başlamasına kadar yenilip içilebilir. Oruç açmak için yenilen yemeğe iftar yemeği denir. Oruç ibadetini tamam- layıp iftar vaktine yetişen kimse, bundan büyük bir mutluluk ve sevinç duyar. Ama asıl büyük sevinci, tuttuğu orucun mükâfatını almak üzere kıyamet gününde Allah'ın huzuruna vardığı zaman yaşayacaktır. Bu konuda Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: "Oruçlunun iki sevinci vardır: Biri iftar ettiği vakit, diğeri de Allah'a kavuştuğu zamandır." (Buhârî)

Oruç tutmak için gece imsaktan önce yemek yenilen vakte sahur vakti, bu vakitte yenilen yemeğe sahur yemeği denir. Peygamberimiz Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), "Sahurda yemek yiyiniz, çünkü sahurda bereket vardır." buyurmuştur. Sahur yemeği, oruca dayanma gücü verir. Duaların kabul edildiği vakitlerden biri de sahur zamanıdır.

Oruca, akşam güneşin batışından itibaren ertesi günün kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir. Ancak imsak vaktinden sonra bir şeyin yenilip içilmemiş olması gerekir. Ramazanın her günü için ayrı niyet gerekir. Çünkü her günün orucu ayrı bir ibadet sayılmaktadır.

Ramazan Orucu Hangi Durumlarda Ertelenebilir?

Aşağıdaki özürler Ramazan orucunu vaktinden sonraya ertelemeyi helâl kılar:

  1. Ciddî sağlık problemi çıkaran hastalık.
  2. Dinimize göre, seferî sayılabileceğimiz uzaklıkta bir yolculuğa çıkmak.
  3. Oruç tuttuğu takdirde hayatî önem taşıyan bir tehdide maruz kalmak.
  4. Hanımın hamile veya çocuğunu emziriyor olması.
  5. Akla ve sağlığa zarar vermesi söz konusu olan şiddetli açlık ve susuzluk.
  6. Oruca dayanamayacak ve sağlığı zarar görecek derecede yaşlı olma hâli.

Ramazan Orucunu Vaktinde Tutamayan Ne Yapar?

Yukarıda belirtilen sebeplerin herhangi birinden dolayı Ramazan orucunu tutamayan kişi, bu engeller ortadan kalktığında tutamadığı oruçlarını günü gününe kaza eder. Aşırı yaşlılık ve ağır hastalıktan dolayı iyileşme ihtimali çok zayıf olan özür sahipleri, tutamadıkları her bir gün oruç için fidye verirler. Fidye, fakir bir kimseyi sabah ve akşam doyuracak olan bir günlük yiyecek miktarıdır. Eğer sonradan özürleri geçer de iyileşirlerse oruçlarını ayrıca kaza ederler.

Orucu Bozmanın Cezası Var mıdır?

Geçerli bir mazeret olmadıkça başlanmış olan orucu bozmak çok günahtır. Bozulan her orucun sonradan günü gününe kaza edilmesi gerekir. Farz olan Ramazan orucunu kasten bozmak ise kefaret gerektirir.

Kaza ve Kefaret Ne Demektir?

Orucu bozan bazı hâller sadece kaza orucu, bazı hâller ise hem kaza hem de kefaret orucu tutmayı gerektirir.

Kaza, hiç tutulmayan veya tutulmaya başlanıp da istek dışında bozulan bir Ramazan orucunu sonradan günü gününe tutmaktır.

Kefaret ise kasten bozulan bir günlük Ramazan orucu yerine ceza olarak iki ay birbiri ardınca oruç tutmaktır. Ayrıca bozulan orucun da kaza edilmesi gerekir. Üzerinde kefaret borcu olan biri, bu iki aylık orucu hiç ara vermeden peş peşe tutmak zorundadır.

Orucu Bozup, Kaza ve Kefaret Gerektiren Hâller Nelerdir?

Mecbur kalmadan, zorlanmadan, unutma durumu olmadan bilerek ve isteyerek;

  1. Yemek, içmek veya ilâç yutmak.
  2. Ağzına istemeden giren yağmur, kar ve doluyu kendi isteğiyle yutmak.
  3. Sigara, nargile içmek.
  4. Dışardan bir susam tanesi kadar bir şeyi alıp yutmak veya çiğneyerek yemek.
  5. Çok az miktarda tuz yemek.

Bu sayılanlardan herhangi birini özürsüz olarak yapan kişinin hem bozulan orucunu kaza etmesi ve hem de orucunu kasten bozduğu için kefaret orucu tutması gerekir.

Orucu Bozup Yalnız Kazayı Gerektiren Hâller Nelerdir?

  1. Bir defada çok miktarda tuz yemek.
  2. Yenmesi normal olmayan zeytin çekirdeği yemek. (Yenmesi alışılmış olan çekirdeği yemek ise kefareti gerektirir.)
  3. Pamuk, kâğıt, taş, toprak, demir, altın ve gümüş gibi şeyleri yutmak.
  4. Içi olmayan ceviz ve badem yutmak. (Bunların içi olanları yenildiği takdirde kefaret gerekir.)
  5. Ağzına aldığı boyalı iplik gibi şeylerin boyası ile rengi değişen tükürüğü yutmak.
  6. Boğazına kaçan kar veya yağmuru kendi isteği olmayarak yutmak. (Kendi isteği ile yutarsa kefaret gerekir.)
  7. Zorlama ile oruç bozmak.
  8. Dişleri arasında nohut tanesi kadar kalan yemek kırıntısını yutmak.
  9. Abdest esnasında ağzına ve burnuna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su kaçması.
  10. Unutarak yiyip içtikten sonra orucunun bozulduğunu zannederek yiyip içmek.
  11. Kendi isteği ile kusmak. Bu kusma ağız dolusundan az da olsa orucu bozar.
  12. Ağız dolusu gelen veya kendi isteğiyle getirdiği kusuntuyu mideye geri çevirmek.
  13. Kendi isteği ile içine veya genzine duman çekmek. Kendi isteği ile olmazsa oruç bozulmaz. (Içeri çekilen duman sigara dumanı olursa kefaret gerekir.)
  14. Güneş batmadığı hâlde battı zannederek iftar etmek.
  15. Imsak vakti geçtiği hâlde daha vakit vardır zannederek yemek.
  16. Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak. Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak sadece kazayı gerektirir.
  17. Ramazan orucuna niyet etmeyerek yiyip içmek. Niyet edilerek başlanan orucu bilerek bozmak kefareti gerektirir. Ramazan orucuna niyet edilmeyerek yenilip içildiği takdirde sadece o günün orucunu kaza etmek gerekir.
  18. Hastalık sebebiyle ilâç almak, iğne vurdurmak, fitil koymak.
  19. Vücutta bulunan herhangi bir yaraya sürü- len ilâç gibi maddelerin vücuda girmesi.
  20. Burna ilâç çekmek.
  21. Ağza alınan veya burna çekilen suyun hata ile boğaza veya genze kaçması.

Orucu Bozmayan Hâller Nelerdir?

  1. Oruçlu olduğunu unutarak, yemek ve içmek.
    1. Peygamber Efendimiz bu konuda şöyle buyurmuştur: "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, (sakın) bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir." Unutarak yiyip içerken oruçlu olduğunu hatırlayan kimse hemen ağzını boşaltıp yıkar ve oruca devam eder.
  2. Bir suya dalıp kulağına suyun kaçması.
  3. Kendi isteği dışında boğazına toz ve duman girmesi.
  4. Mide bulanması sebebiyle kişinin kendi isteği dışında kusması.
  5. Uyurken ya da sadece bakmak veya düşünmek sebebiyle cünüp olmak.
  6. Geceleyin cünüp olduğu hâlde sabaha kadar yıkanmayıp gündüz yıkanmak.
  7. Dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak.
  8. Ağzındaki tükürüğü yutmak. Ağzından dışarı çıkıp tamamen ayrılan tükürüğü tekrar yutmak orucu bozar.
  9. Ağzına gelen balgamı yutmak.
  10. Göze ilâç damlatmak.
  11. Kan aldırmak.
  12. Gözlerine sürme çekmek.
  13. Cilde krem veya merhem sürmek. (Bu maddeler derideki gözenekler yoluyla vücuda alındığından oruç bozulmaz.)
Last modified: Monday, 12 October 2020, 12:04 PM